Sokak fobi: Kitlesel ve yaygın eylemler iktidar gazetelerinde

Ekrem İmamoğlu ile birlikte gözaltına alınanların ifade işlemleri devam ederken, halk talepleri için tüm Türkiye’de sokaklara çıkmaya devam ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği “O sokak çıkmaz sokaktır” sözleri iktidarın eylemlerden duyduğu endişeyi de gösterdi. İktidar gazeteleri ise Erdoğan’ın sözlerinin hemen ardından “sokak korkusu” konusunda hizaya girdi.

Demirörenlerin Hürriyet gazetesi “Sokağa göz yummayız” manşetiyle çıkarken, Erdoğan’ın sözlerini manşetine taşıdı. Gazete ayrıca “Tezgah bozulmasın istiyorlar” ve “Vandallığa boyun eğmeyiz” başlıklarını öne çıkardı.

Sabah gazetesi de Erdoğan’ın sözlerini 1. Sayfasına taşıdı ve “Erdoğan’dan Özel’e tepki: İşaret ettiğin sokak çıkmaz sokaktır” dedi. Gazete ayrıca “Bahçeli’den Özel’e kaos uyarısı” geldiğini söyledi ve “Yargıya saygı duy, partinde otur” sözlerine yer verdi.

Türkiye ‘sokak terörü’ dedi

Türkiye gazetesi halk tepkisinden korkusunu manşete taşıyan gazeteler arasındaydı. “Sokak terörüne bu defa hazırlıklıyız: Devlet kaosu erken gördü” manşetini kullanan gazete “Organizatörler yeni Gezi için 3 milyar dolarlık fon kurdu. Uyuyan hücreler uyarıldı. Bu süreçte devlet boş durmadı” ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak “Özel’in çağırdığı sokak çıkmaz sokak” derken, Akşam “Sokakları terörize ettirmeyiz” dedi.

İktidar gazetelerinin yazarlarında da halkın tepkilerinden çekinildiği görülüyordu.

Hakan: Sokakta kontrol elinizden çıkar

Hürriyet’ten Ahmet Hakan “Erdoğan’ı hapse attıklarında sokaklar ne durumdaydı” başlıklı yazısında Erdoğan’ın görevden alındığı dönem halkı sokağa çağırmadığını ve “Sükunetle, sabırla yargının verdiği karara uyduğunu” yazdı. Hakan’ın sokak korkusu ise büyüktü: “Sokak çağrısı yaptığınız anda kontrol sizin elinizden çıkar. Kontrolsüzlük ise tehlike potansiyelini büyütür. Her şey bir kıvılcıma bakar hale gelir. Sokak çağrısı, sadece iyi niyetli vatandaş tepkisini harekete geçirmez. Her türlü illegal örgüt de durumdan vazife çıkarır. Onlar devreye girdiğinde ise geçmiş olsun. Sen sokağa çağırırsın, yüzüne maske takmış tipler çıkar sokağa. Maske, provokasyon demektir. Maske, ajanlık demektir. Maske, kalleşlik demektir. Sokak çağrısı, vatandaşla polisi karşı karşıya getirir. ‘Polisiyle çatışan vatandaş’ görüntüsü, bir siyasi partinin köşe bucak kaçınması gereken görüntüdür. Sokak çağrısı, kaos çağrısıdır. Kaos ortamı, güvenliğin olmadığı bir ortama yol açar. En haklı olduğun anda bile bir anda haksız duruma düşüverirsin.”

Müderrisoğlu ve Altınok’tan aba altından sopa

Sabah’tan Saray’a en yakın isimlerden Okan Müderrisoğlu “İmamoğlu’nun tetiklediği siyasi hadiseler!” başlıklı yazısında aba altından sopa gösterdi ve halkın tepkilerine dair şöyle dedi: “Türkiye'nin siyasi tarihi, parti liderlerinin sokak çağrılarının peşine takılanların umdukları hakkı bulunamadığına, aksine aradıkları hakların da yitip gittiğine, tertemiz kuşakların kaybedildiğine ilişkin dramatik olaylarla dolu.”

Yine Sabah’tan Melih Altınok ise “Arap değil Nevruz baharı” başlığında 7-8 Ekim Kobani olaylarını hatırlattı ve “Zira 7-8 Ekim'de Kürtleri sokağa çağıranlar ve onlarca vatandaşımızın ölümüne sebep olanlar bile bu kadar fütursuz değillerdi. Demirtaş da dâhil hiçbiri, kitleleri ‘yıkın, yakın’ diye açıktan provoke etmemişlerdi” ifadelerini kullandı.

Muhalefeti dizayn etmek isteyen iktidar

Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay “CHP’nin İmamoğlu işgalinden kurtuluşu mu?​” başlıklı bir yazı yazdı.  “Cumhurbaşkanlığı adaylığını bile şimdiden ipotek altına alan tutumuyla İmamoğlu CHP üzerine çöken bir işgalci kâbus gibi” tanımını kullanan Aktay “Bu işgale karşı herhangi bir partide bir direniş hareketinin olmaması mümkün değildi, olan da bu. CHP’nin İmamoğlu işgalinden kurtuluşu” dedi.